![]() |
CC BY 2.0 Eamonn Butler
|
Nükleer felaket deyince hemen Çernobil ve Fukuşima akla gelir. Ancak Three Mile Island'ı hatırlıyor musunuz? Beloyarsk, Jaslovske ya da Pickering'i hiç duydunuz mu? Bu isimler en pahalıya mal olan nükleer felaketler arasında yer alıyor.
- Çernobil, Ukrayna (1986): 259 milyar $
- Fukuşima , Japonya (2011): 166 milyar $
- Tsuruga, Japonya (1995): 15.5 milyar $
- Three Mile Island, Pensilvanya, ABD (1979): 11 milyar $
- Beloyarsk, Sovyetler Birliği (1977): 3.5 milyar $
- Sellafield, Birleşik Krallık (1969): 2.5 milyar $
- Athens, Alabama, ABD (1985): 2.1 milyar $
- Jaslovske Bohunice, Çekoslovakya (1977): 2 milyar $
- Sellafield, Birleşik Krallık (1968): 1.9 milyar $
- Sellafield, Birleşik Krallık (1971): 1.3 milyar $
- Plymouth, Massachusetts, ABD (1986): 1.2 milyar $
- Chapelcross, Birleşik Krallık (1967): 1.1 milyar $
- Chernobyl, Ukrayna (1982): 1.1 milyar $
- Pickering, Kanada (1983): 1 milyar $
- Sellafield, Birleşik Krallık (1973): 1 milyar $
216 nükleer felaket ve kazayı içeren yeni bir araştırmaya göre "Sıradaki nükleer kaza halkın beklediğinden çok daha yakın zamanda ve çok daha şiddetli olabilir."
Çalışma günümüzdeki nükleer güvenlik değerlendirmelerinde iki önemli noktaya dikkat çekiyor. İlki, Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) endüstrinin denetim müdürlerine hizmet ediyor ve nükleer enerjiyi destekliyor. İkincisi, nükleer kazaları değerlendirmek için kullanılan birincil ekipmanın işlevi kör noktalar yüzünden azalıyor.
İlk meseledeki çıkar çıkarması nettir. İkinci mesele ise meslekten olmayanlar için nükleer kaza risklerinin standart tahminlerinin kaynağı olan endüstrinin olası güvenlik değerlendirmelerini daha etraflıca anlayana dek pek anlaşılır olmayabilir. Bir olası güvenlik değerlendirmesi, arıza yapabilecek/yolunda gitmeyecek her bir küçük ayrıntıyı tanımlamayı ve bu riski yansıtan olasılığa değer biçmeyi içerir. Nükleer tesisler, risk olasılığı neredeyse sıfıra indirmesi gereken birbirine kenetli güvenlik mekanizması tabakaları ile inşa edilmektedir.
Bu iş güvenliği mühendislerinin risk seviyelerini azaltmalarına yardımcı olmak için teknolojinin yararları ile kabul edilebilir bir şekilde bağlantılı, kapsamlı ve ayrıntılı bir yöntemdir. "Sıfır kaza" amacına yönelik çabada büyük gelişmeler kaydetmeleri hususunda iş güvenliği mühendislerine kesinlikle yardım etmiştir. Bununla birlikte, bir olası güvenlik değerlendirmesinden bilimsel olarak hesaplanmış risk olasılıkları, -yolunda gitmeyebilecek her bir küçük ayrıntıyı tanımlama konusunda- ancak mühendislerin yetenekleri kadar iyidir.
Her seferinde, önceden düşünülmeyen yeni bir şey ters gider, hızlı bir şekilde olası güvenlik değerlendirmelerine entegre edilir ve değerlendirme yeniden hesaplanır ve riskleri "güvenli" seviyeye döndürmek için güvenlik ölçümleri sağlamlaştırılır. Ve endüstri, güvenlik için tasarlanan tabakalardan dolayı hiç kaza oluşmadığı zaman bile ters gidebilecek her şeyi yakından takip eder, bu da olası güvenlik değerlendirmelerinde gerçek kazalara gerek duymadan ince ayar yapılmasına yardım eder. Fakat bazen bir Çernobil ya da Fukuşima, sınırlarımızın riskleri kontrol etmede teknolojimizi aştığını ispatlar.
İngiltere Sussex ve ETH Zürih Üniversitelerinin araştırmacıları tarafından yapılan yeni bir çalışma nükleer sanayiyi alt üst etmiş olaylar üzerine istatistiksel analiz verileri sunarak konuya farklı bir açıdan bakmıştır. Rapor, her bir nükleer felaketin ardından edinilmiş bilgi ve tecrübenin verdiği avantajla nükleer güvenliği mühendislerinin gelişiminin izini sürer. Rapora göre özellikle orta-büyük ölçekli kazaların ortadan kaldırılmasında güvenlik mühendislerinin başarısından dolayı nükleer kazalar önemli ölçüde azalmıştır.
Ancak iyimser yaklaşımla bile rapor tahminlerine göre yüzyılda bir ya da iki kez Uluslararası Atom Enerji Kurumu ölçümlerinin uç noktalarındaki felaketlerin olması olmama ihtimalinden yüksek... Three Mile Island ölçeğindeki kazaların her 10-20 yılda bir meydana gelme olasılığı ise %50'den fazla...
Bu, nükleer endüstrinin sonunun geldiği anlamına gelmeyebilir. Çalışmanın yardımcı yazarlarından biri olan Profesör Didier Sornette şunu vurgulamaktadır: "Çalışmalarımız nükleer endüstrisini kötülüyor gibi görünürken, diğer düşünceler ve gelişim potansiyeli nükleer enerjiyi gelecekte çekici hale getirmektedir."
Ekip nükleer olayların veri tabanı oluşturarak olayla ilgili şimdiye kadarki çalışmalara online olarak ulaşılabilecek açık bir kaynak oluşturdu. Belgeler Enerji Araştırma ve Sosyal Bilimler tarafından yayınlandı. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/risa.12587/full
Haberin orijinaline göz atmak için tıklayınız: http://www.treehugger.com/energy-disasters/15-costliest-nuclear-disasters-and-nuclear-risks-future.html
TR Çeviri: dunyaninyesili.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder