Playlist

22 Mart 2017 Çarşamba

Dünya Su Günü: 2040 Yılı İtİbarİyle Her 4 Çocuktan Biri Su KıtlıĞına Maruz Kalacak!

(Kuzey Darfur eyaletinde küçük bir çocuğun tuttuğu su şişesine su dolduran 
Sudanlı bir kadın. 20 yıl içerisinde 600 milyon çocuk, şiddetli su stresine
sahip bölgelerde yaşıyor olacak. Fotoğraf: Ashraf Shazly/AFP/Getty Images)

Birleşmiş Milletler’e göre küresel ısınmanın bir sonucu olarak 2040 yılı itibariyle dünyadaki her 4 çocuktan biri su kaynakları bakımından son derece sınırlı bölgelerde yaşıyor olacak.

20 yıl içinde 600 milyon çocuk aşırı su stresine sahip yerlerde, kullanılabilir su için büyük bir yarış içerisinde olacak. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’e göre en fakir ve en büyük dezavantaja sahip olan ülkeler en büyük sıkıntıyı çekecek.

Kuraklık koşulları ve tartışmaları Etiyopya, Nijerya, Somali, Güney Sudan ve Yemen’in bazı bölgelerinde ölümcül su kıtlığını beraberinde getiriyor. UNICEF, Etiyopya’da bu yıl 9 milyondan fazla insanın güvenilir içme suyundan yoksun kalacağını tahmin ediyor. Güney Sudan, Nijerya, Somali ve Yemen’de yaklaşık 1,4 milyon çocuğun ağır beslenme bozukluğundan kaynaklı ölüm riski ile yüz yüze gelmesi an meselesi…

“Gelecekte Susuzluk: Değişen İklimde Su ve Çocuklar” adlı rapor, tükenen güvenilir su kaynaklarından dolayı çocukların yaşamlarına ve refahlarına olan tehditlere ve hangi iklim değişiklerinin bu riskleri hangi yollarla şiddetlendirdiğini incelemiştir.

Raporun yazarlarından Nicholas Rees’e göre sanayileşme ve demografik değişmeler tüketimi artırıyor ve güney Asya ile Orta Doğu bundan özellikle etkilenecek. “Talebin mevcut sudan aşırı derecede yüksek olduğu durumda su stresi artacaktır. Hızlı kentleşme bölgelerinde artacak ve bunu Sahra Altı Afrika’da ve Asya’da zaten görüyoruz.” demiştir.

Bugün yayınlanan bir başka rapor ise İran’ın eşi benzeri görüşmemiş bir su krizi ile boğuşmakta olduğunu ve bölgesel siyasi meseleler ya da terörden ziyade kendi çevresel değişimlerinden kaynaklı çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirtmiştir. Londra kaynaklı Small Media Sivil Toplum Örgütü’nün yapmış olduğu bu çalışma, yaklaşan on yıllarda bu eksikliklerin ülkenin büyük tarım(?) alanlarını neredeyse-yaşanmaz alanlara dönüştürebileceğini söylemiştir.

 “İran, modern tarihinde eşi görülmemiş bir su kriziyle yüzleşmektedir. Göller ve nehirler kurumakta, kuraklık artmakta ve İran’ın en derin yeraltı su rezervleri bile İran’ın büyüyen popülasyonu ve suya aç tarım sektörü tarafından çekilmektedir,” denmiştir raporda.

 “Meydana gelen toprak erozyonu ülke genelindeki ormanların tahribatını hızlandırmakta ve toz fırtınalarına ve hava kirliliğinde keskin bir yükselişe katkıda bulunmaktadır.”

Ekosistemlerin bazı türlerin soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelmesiyle çöktüğü uyarısında bulunmuştur. Ülkenin en geniş gölü olan Urmiye Gölü, UNESCO tarafından koruma altına alınan bir biyosferdir: rapor, 1970li yıllardan beri gölün -sıklıkla yaşanan kuraklıklar ve kötü bir şekilde hayata geçirilen su yönetim politikalarından dolayı- büyüklüğünün %12’sini kaybettiğini belirtmiştir.

Birleşmiş Milletlerin hazırladığı rapora göre, dünya çapında 36 ülke -su talebinin yenilenebilir, yararlanılan su kaynaklarının çok üzerinde olduğu zaman ortaya çıkan- su stresinin yüksek seviyeleriyle yüzleşmektedir. Artan sıcaklıklar, yükselen deniz seviyeleri, artan seller, kuraklıklar ve eriyen buzullar su kalitesini ve kullanılabilirliğini etkilediği gibi sıhhi tesisatları da etkilemektedir.

İklim değişikliğinin çocukların yaşamları üzerindeki etkisini kontrol altına almaya yardımcı olmak için uygun bir dizi tavsiye oluşturan rapora göre iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkisi kaçınılmaz değildir. Bu tavsiyeler, diğer su ihtiyaçları ve su kaynaklarını kullanan topluluklardan önce en korunmasız/güvencesiz olan çocuklara güvenilir suyun ulaştırılması adına hükümete bir öncelik sıralaması için çağrıda bulunmaktır.

“Çocuk ölümlerini azaltmak istiyoruz. Amaç budur. Fakat onların yüzleştikleri çevresel tehditleri adres göstermeden çocuk ölümlerine bir son veremeyiz,” demiştir Rees.

 “Onların hastalıklara karşı olan hassasiyetlerine odaklanıyoruz ancak aynı zamanda geniş çevresel riskleri adres göstermezsek yetersiz kalırız. İklim değişikliği çoğunlukla –bir sel, yükselen deniz seviyeleri vb.- suda bir değişim olması yoluyla hissedilir ve iklim değişikliğinin etkisi çoğunlukla su yoluyla ilk olarak çocuklar tarafından hissedilir.”

Sivil Toplum Örgütü Wateraid, korunmasız kırsal kesimlerde yaşayan toplulukların temiz suya ulaşmak için mücadelelerinin şiddetli hava koşulları ve iklim değişikliği ile nasıl yoğunlaştığıyla ilgili bulgular yayınlamıştır.

En hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olan ve dünya popülasyonun neredeyse 5’te 1’ine ev sahipliği yapan Hindistan yıllık WaterAid araştırmalarında kırsal alanlarda temiz suya ulaşmadan yaşayan en fazla insana sahip ülke olarak yer almıştır: 63 milyon!

In terms of those making progress, the report said, Paraguay has achieved the biggest improvements in getting water to rural dwellers. More than 94% of its rural population now has access to safe water, compared with 51.6% in 2000.

Gelişme kaydedenler açısından rapor, Paraguay’ınn taşra sakinlerine suyu ulaştırmada en büyük gelişmeye ulaştığını belirtmiştir. 2000 yılında %51,6 olan oranla karşılaştırıldığında taşra popülasyonunun %94’ünden fazlası artık güvenli suya ulaşmıştır.

(Madagascar, Miarinarivo köyüne su taşıyan kadınlar. Ülkenin kırsal toplumlarının 
% 65’i temiz sudan  yoksun yaşıyor. Fotoğraf: Ernest Randriarimalala/WaterAid)
Papua Yeni Gine, Madagaskar ve Mozambik, taşra sakinlerine temiz suyu ulaştırmada en kötü performansı sergileyen ülkeler arasında.

WaterAid’in baş yöneticisi, Barbara Frost raporda geçen ülkelerin çoğunun çoktandır şiddetli kasırgai sel ve kuraklıklara maruz kaldığını belirtmiştir. 
“Uzak konumlarından dolayı ötekileştirilen ve temel hizmetler için gereken yatırımdan devamlı yoksun bırakılan kırsal toplumlar bu tür olayların en büyük sıkıntılarına katlananlar olmaktadır,” demiştir.
WaterAid, uluslar arası ve ulusal liderleri güvenli suya ve sıhhi tesisata ulaşma amacını da içeren sürdürülebilir gelişme amaçlarını görüşmek üzere söz vermeye çağırıyor.


Yazının orijinaline göz atmak için tıklayınız: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder