5 yıl süren araştırma ve
gelişmelerden sonra, Virgin Atlantic ve temiz-teknoloji ortaklarından biri olan
LanzaTech, çelik fabrikalarından çıkan atık gazlardan yapılan bir jet yakıt
kaynağı geliştirdi. Şirketlere göre bu jet yakıt kaynağı hem performansı, hem
de geleneksel jet yakıtıyla karşılaştırıldığında %65 karbon emisyon
tasarrufuyla sonuçlanan geniş çaplı testlerden geçti.
Bu buluş tam da karbon-ağırlıklı
işletmeyi azaltmaya yönelik çözüm arayan hava yolu şirketleri uzun zamandır su
yosunu ve diğer biyoyakıtlarla karıştırılmış olan jet yakıtlarıyla ilgilenmeye
başladığı zaman geliyor. Su yosunu yakıt karışımlarıyla denemeler yapan Hollanda
nakliye şirketi KLM, parafin ve yemeklik yağ karışımları kullanarak Atlantik ötesi
uçuşlar gerçekleştirdi ve hazırda bulunduğu takdirde hala bu yakıtları kaynak
olarak kullanıyor. Alaska Hava Yolu Şirketi de karbon emisyonlarını azaltmak
için geri dönüştürülebilir yemeklik yağları kullanmayı göz önünde bulundurdu.
Bu yılın başlarında United Hava Yolu Şirketi, biyoyakıt-geleneksel
karışımlarını kullanarak San Fransisco ve Los Angeles arasında gerçekleşen
uçuşları başlattı. Brezilya şeker kamışı stoğundan kullanılan uçak yakıtları da
bir seçenek olarak not edildi.
Fakat daha sürdürülebilir
jet yakıtları geliştirme ile ilgili problem tek kelimeye indirgenebilir; ölçü.
%5, 10 ya da hatta 50’lik bir karışım kulağa etkileyici geliyor. Ancak hava
yolu şirketleri hala karbon-azaltan tarafta yer edinmek için çabalıyor ve uçak
seyahati dünya çapında hala yükselişte…Yosun-odaklı yağlar gibi yakıtların
kapasitesini genişletme ile ilgili mücadele endüstrideki dev bir şirket olan
Solazyme’nin biyoyakıt odaklı olmaktan çıkıp marka adını TerraVia olarak
değiştirmesinin ve günümüzde yosundan yapılan yiyecekleri karlı iş olarak
görmesinin tek sebebi…
Kaynak: enn.com
Görüntü Kaynak: Mark Harkin via Wikimedia Commons
Haberin orijinalini göz atmak için tıklayınız: http://www.enn.com/pollution/article/49999
TR Çeviri: yemyesil.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder